an’sızın u’yanışlar..

gül kurusu saatlerde yıkılmış şehirler geçerken gözlerinden yorgun yağmurların kuy(t)usuna s’akla göğünü bir hüznü koş dört nala bir kırgınlığı diz kalbinin raflarına saçaklara konan kuş misali kon dalına kimsesizliğin.. büyüt sessizliğini mavinin uçsun gözlerinden yaşları […]

Bursa

Adını ilk defa Yedibelâ Rasimin hançerinde okudum. Çocuktum. Çatal geyik boynuzu kabzasında İlk Bursalıyı tanıdım: “Bıçakçı Remzi” yazıyordu. Ve kıvrak, söğüt yaprağı çeliğinde Bir yara izi gibi kazılmıştı: Bursa. Bilek olursa -Diyordu delikanlılar- Nankör değildir […]

Anneannem ve Fenerbahçe

Bir akşamüstüydü. Yine uykuyu abartmıştım, uyandım. Bir süre duvardaki izleri seyrettim. Kaç ömür yaşamıştı bu duvarlar, nelere tanık olmuşlardı? Oysa üzerlerindeki derin izler kaç kez alçıyla sıvanıp, boyayla kapanmıştı? Bu tefekkür esnasında aklıma “Yine,arayacağım” denilip […]