Yalnızlık icat olduğu gün ölürmüş insan
Elinde kurumuş çiçeklerle.
Bir ip, bir fırtına, bir aman bırakıyorum şuraya
Payına düşeni alsın diye herkes bahardan.
Afrika’nın uçsuz bucaksız bozkırlarında
Onca horantayı emziren bozkırlarında
Diklenen binaların, elektrik kablolarının
Ve telefon direklerinin üzerine konan bozkırlarında
Kuşlar bırakıyorum upucuz kuşlar
Kalbi olan gelmesin diye mezarıma.
Boynumuzu usulca yalayan rüzgar kadar
Cesur adımlarla süren hayat
Nasıl da mağlup oluyor
Namağlup bir ölüme karşı
Yazım kıştır Allahuekber
Yazım kış.
Yeryüzüne sırtımı dayasam
Büyüklüğü kadar ziyan etmez cirmime
Mağrur bulutlar bırakıyorum şuracığa
Mağrur bulutlar
Gürleyip yağsın diye her akşam.
Gün dönüp de
Beyhude laflar birikince yumuşak dudaklarda
Şaşkın damlalar vatan belliyor gözümü
Dilimce ağladım ah
Dilimce güldüm
Körpe dertler büyüttüm
Sağır sevinçler haykırdım
Hepsinin dili birdi bildim
Hepsinin rengi birdi.
Acısını seven insanlar!
Korkularımı bertaraf etmek için
Zenci türküler çığırıyorum
Zenci şarkılar
Küllenince sussun diye
Göğsümü harlayan intihar.