Melankoli

Yaklaş sinsi ve haris eylülüm darağacım Me’yus seyircileri infazımla sevindir Kentin sürgünüm oldu hatıratın umacım Mahpesim ilk nazarın haclegâhım evindir En yumuşak karında şikeste gönül okum Mumdan hikayelerin içinde artık yokum İşte yırtık kanatlar işte […]

İçerde

Haberin var mı taş duvar? Demir kapı, kör pencere, Yastığım, ranzam, zincirim, Uğruna ölümlere gidip geldiğim, Zulamdaki mahzun resim, Haberin var mı? Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş, Karanfil kokuyor cıgaram Dağlarına bahar gelmiş memleketimin… Ahmed Arif

an’sızın u’yanışlar..

gül kurusu saatlerde yıkılmış şehirler geçerken gözlerinden yorgun yağmurların kuy(t)usuna s’akla göğünü bir hüznü koş dört nala bir kırgınlığı diz kalbinin raflarına saçaklara konan kuş misali kon dalına kimsesizliğin.. büyüt sessizliğini mavinin uçsun gözlerinden yaşları […]

Bursa

Adını ilk defa Yedibelâ Rasimin hançerinde okudum. Çocuktum. Çatal geyik boynuzu kabzasında İlk Bursalıyı tanıdım: “Bıçakçı Remzi” yazıyordu. Ve kıvrak, söğüt yaprağı çeliğinde Bir yara izi gibi kazılmıştı: Bursa. Bilek olursa -Diyordu delikanlılar- Nankör değildir […]