sana harman olsun akasyalar
sardunyalar, çiğdemler sana harman
yüzler içinde bir yüzdür yüzün
sen gel de bunu bana anlat
bana anlat kendine diyemediklerini
keşfet beni, düğümle beni bir zaman
sana hayrân olsun “kutsal roma”
hayrân olsun “grande ottoman”
…
kısaldıkça uzuyor yollar
uzadıkça kısalıyor
alenî biçimde sîneme fırlattığın o gözlerin
bana bir sâlâ, bana bir âb-ı hayat
sana ferman olsun iki doğu
iki batı sana ferman
dehlizlerime dolsun aç nefesin
allah hoş görsün, daha nelerin
sana dermân olsun tenimdeki müzekker ilah
bıyıklarımdaki diken, gül yanağına dermân
…
sana kurban olsun gizli bütün localar
simetrik geyik boynuzları, gabardin kırlangıçlar
özensiz o rönesans mîmarisi
o maskulen doğu, o feminen batı
sana kurban olsun
ne var ne yoksa sana kurban
işte seninle güzel ziynetlerin
kumaşların seninle güzel
sen ki, lafa kolaydır, sen
törpülenmiş bir ömrün azmi, bahânesi
bitmekte olan bir güzelliğin son raddesi
derhâl kurban olsun sana
anayasanın birçok maddesi
…
devâm ediyor bakalım
şarkılar, manifestolar ve kahveler
etsin tabî ki devâm ediyor
seninle daha şıktır cumârtesiler
lütfen cumârtesileşelim, ama lütfen
pazarlaşsın eller, salılaşsın, çarşambalaşsın
biz cumârtesileşelim, bak ama lütfen
sana armağan olsun aşkın bütün dolayları
insanız, kırılganız, sevişgeniz
senin sîmâna yansıyan bu iksir
bu monolog belâgat
vay aman yârabbi, bu da nedir
allah’ı gör yürü özüne
aman mevlâm, nedir bu
gözlerinden kalbime bir tercümedir
hakkın sûreti sinmiş yüzüne
…
sana armağan olsun
zaman, mekân, eşyâ
ve dâhî bütün bıldırcın yumurtaları
sen olmazsan düzen sekteye uğrar
üretim durur sen yamacımdan çekilirsen
uçaklar birer tenekeden kuş
arabalar birer demirden eşek
derim ki bu hazzın dibini biraz daha eşek
sen şimdi bütün gözlerinle bana abanarak
koparabildiğin kadar kopar göğsümdeki göğü
sömürebildiğin kadar sömür
sana armağan olsun
oldukça sıradan, fazlasıyla fiyakalı
ve kısmen tadına doyulmamış bir ömür
pâyidar zaraman