Bazı insan
Ceviz adamdır derdi babam
Bu sözün ne denli küfür olduğunu hala bilmiyorum
Ama bir bahar akşamı
Kalbimden kesince duvağı
Dilimi kemiğinden daha gür bir küfür kavradı
Aktı gitti bir incinmişlikten
Akıp gitti ademden serüven
Şarap görmemiş bir mahzen
Aşk diye kendinden geçmişliği sürdü tenime
Ateşlenmiş bir alnın annesi değildi elleri
Bir bahar akşamı çok sancılı
inanmak düştü göğsümden…
Fırat’ın insan yuttuğu çağda
Emeklemeyi dünya bilirdi babam
Ağaçlarından derman açardı kayısı
Gölgesinde biriken hayal kuşları
Daha ileriye gitmek için umuda gerek yok
Ev üstüne ev yapmak bir matematik hesabı
O yaşlarda babam
Tepeden tırnağa bir terk edilmişlik isyanı
Kimseye kızamıyor insan
Dönüp de hiçbir mevsime küsemiyor
Kirlendikçe ezberlenen bir astardı benim yüzüm
Sahifelerce susmuşluğun
Göz göze gelmemişliğin satır arasıydı
İlyas Salman’lı filmlerde babamın anılması
Hoş geyiklerden gülmek çalardım
Gülmek çalardım utangaç ve munfasıl dudaktan
Geçsin diye kalbimin ağrısı …
İnsan
Kendi alfabesinde kul
Kendi kulluğunda elzem bir ağıt, har içre şiir
Ülkesinde ağlamak denizi
Kamburunda şişman bir devir…
Bu dünyanın sarayları boş derdi babam
Elinde secdesi, fakirlik bu derdi
Secdesi olmayan açtır, çıplaktır ve dahi yoktur yatacak yeri
Fiil çekimleri gibi son sırat bir geçiş
Bak işte şu acıdı, şu acıyor , şu acıyacak!
Dünya kendi içine doğru işlenen bir telkâri
Hızla yol alıyor her şey yaylım ateşi gibi
Kendini tarımlayarak…
Bir bahar akşamı
Acının baldırından düşünce duvak
Ve Yüzünü gördüğümüz ağustos
Sıcak tutmayınca terimizi
Kendi zehrimizle ısırdık ümitsizliği
Neyi tagut yaptıysak kalbimize
Yıkamadık.. yıkamadık ebkem oldu aşk
Fıtratında ölmek yatan insanın
Yar sinesinde kuyu kazmasına hayret
Hayret, inanmak cinnetine şerefli bir çağın…
Sıkı düğümlenmeli derdi babam
insan ve Allah
İnnâ lillah
İnnâ lillah
innâ lillah..
idebiyat
feyz kariha