Yırtınsa tepemizde gece
Ya da
Şevkle karışık şehvet
Şık durmasa da masada
Kulak mememde nağmeler
Olmasa da
Olurdu.
İsa’ya biat etmiş
İyimser bir havarîyim
Mecûsiyim henüz yirmi dördünde
Aşkı ateşe vermişim
Azmettirip harfleri birer birer
Yeryüzünü ayağına sermişim
Göğünde kalacak yer
Olmasa da
Olurdu.
Kudreti rahminde barındıran
Kanamalı hastalar gibi
Ruhumda büyük şehirler
Ucubeler
Suç baronları
Farkındalık
Ve karamsar karıncalar
Mavi gök
Ve usulca üstümüzü örten örtü…
Rüsva olan korkulara
Rezilsem de
Olurdu.
Ervah-ı ezelden beri
Gözlerin yaratılalı beri
Aşkın hududunda tenim sağ iken bile
İstanbul açken
Afrika bizden midir?
Ve saçların var iken
Kelsem de
Olurdu.
Topuklarından vurup
Eski zaman itlerini
Gamının tam da ortasına
Gömüyorum ruhumu
Atardamarlarım sahipsiz şimdi
Ar damarım eşkiya
Göğsünden bir anne ver bana
Haşat oluyorum sana
Elsem de
Olurdu.
idebiyat
Ömer Faruk Ünalan