Papatyalar

1896794_498453526999933_8046945989449785481_n

Kalbim büyüyecek.

Kalbim büyüyünce ben baba olacağım.

Tıpkı bir gül kokusu saçıldığında

Karımın anne olması gibi.

Allah’ım beni bul.

Seni bulamıyorum Allah’ım.

Zaman çalıyor ellerimi.

Birkaç dua biliyorum aslında

Belki faydası dokunur ölmelere

Ama yok.

Olmuyor.

Akrepler geziniyor damarlarımda.

Kız kardeşim saçlarından ay yaratmış.

Yıldızlar ölmeli o yüzden.

Bu gece bütün yıldızlar ölecek.

Bu gece karım benim olacak çünkü.

Bu gece bir katil af dileyecek.

Bu gece gündüz olmayacak.

Güneş utanıyor, görmüyor musun?

Nerede mısradan çöplükler?

Nerede gözyaşımızı biriktiren hırsızlar?

Bu gece bir roman yazacağım ben.

Her paragrafta bir kadını öldüreceğim.

Sonra saçlarını dudaklarıma götürüp öpeceğim teker teker.

Ve hepsi bir boy aynasında dirilecek.

Bu gece iki jilet bir lise öğrencisinin bileklerinde intihar edecek.

Bu gece olacak hepsi.

İnanmıyorsanız dolaşın bütün kaldırımları.

Bu gece kan kokacak toprak.

Bir saz alacağım elime ve bağıracağım.

Baş kaldırıyorum!

Pencereler açılacak.

Perdeler çekilecek.

Ev hanımları ağlamayacak artık.

Bu gece bütün zalim babalar can verecek.

Sevdalanacak bir ilkokul öğrencisi.

Ve kendi bile bilmeyecek adını hissettiğinin.

Ama simidini paylaşacak ilk hayat arkadaşıyla.

Yüzü kızaracak onun yanındayken.

Dokuz yaşındaki bir çocuk var ya

Öyle aşık olur ki azizim, şaşarsın!

Beslenme çantası bile dile gelir.

Bu gece kimse rüya görmeyecek.

Ne yapayım can alan devletin bekasını ben?

Ne yapayım kölesi olduğum parayı?

Ne yapayım aşksız şiiri?

Ne yapayım duasız Tanrı’yı?

İmzamı atacağım her geceye ben.

Güneş benim imzam olmadan doğamayacak.

Delirdim çünkü. Öldüreceğim bir geceyi.

Dünya bir gece eksik yaşayacak.

Kimse fark etmeyecek bunu.

Gecesiz bir günü kimse fark etmeyecek.

O kadar bihaberler işte.

Şiirden de güneşten de aşktan da.

Nefret ediyorum hepsinden.

Bir bıçakla deşeceğim dolunayı.

Ve akan kan çatılardan ne annelerin koyunlarına girecek.

Ne çocuklar çığlık atacak da babaları rüya deyip geçecek.

O yüzden kimse rüya görmeyecek bu gece.

Keşke yaşasaydı Didem Madak.

Görmeliydi bugünleri.

Güzel olan herkesi yanına alıyorsun Tanrım.

Bilerek yapıyorsun değil mi?

Kıskanıyorsun onları sevmemizi.

Ama hala çok seviyoruz.

Babamı da çok seviyorum.

Onu almazsın değil mi?

Alma Tanrım.

Annem yapamaz sonra.

Hem onu alırsan bu sefer annemi de alırsın diye korkarım ben.

Hem bir erkek çocuğu babasız yapamaz ki.

Hepsini geçtim..

Hepsini geçtim cebine kim harçlık koyar sonra?

Bir çocuğun mesleği babasıdır Tanrım.

Biliyorsun değil mi?

Bilirsin sen.

Sigaraya başlasaydım bırakmazdım.

Her gece içerdim.

Kanlanmış resimlere bakar, kadınımı düşünür içerdim.

Sonra da küllerini cehenneme atardım.

Cehennem üst katımda.

Cennet nerede, fikrim yok.

Güzel bir Didem Madak şiirinde olabilir.

Şiirler güzeldir. Biliyorsun değil mi Tanrım?

Bilirsin sen.

Yastığımda papatyalar kokuyor.

Neden?

Kadınımın saçları değdi diye mi?

Ben her gece okşuyorum onun saçlarını.

Sonra bir bakıyorum

Avuçlarımda papatya yaprakları.

Ben Tanrı olsaydım ilk papatya yaratırdım.

Sonra verirdim Adem’in eline.

Havvaya versin diye.

Hem o zaman şeytan kandıramazdı onları belki.

Neyse sen biliyorsundur zaten Tanrım.

Bu gece bir değişiklik olsun.

Sen gör rüya.

İnsanların görmediği

Sadece Tanrının gördüğü bir rüya.

Ne rüya ama!

Tıpkı dünya gibi.

Biz öleceğiz Tanrım.

Hepimiz öleceğiz.

İşte o zaman bize sahip çık.

Lütfen.

En azından annemle babama.

Aklım onlarda kalmasın sonra.

Sonra mezarım buhar olur bana.

Kaç şiir buhar olmadı ki!

Kaç kadının gözleri kaç şiir saklıyor buharlı bir kirpikte!

Dudaklarını demleyip bir bardakta içeceğim kadın.

Yaratılmış bütün meleklerin şerefine.

Kitaplar dolusu hayal kırıklıkları yaşayacağız.

Şiirler dolusu yıkılmışlıklar.

Ama ben yine de her gece saçlarını okşamaya devam edeceğim.

Ve bir bakacağım ki

Her gece avuç içlerimde papatyalar…

 

ⓘⓓⓔⓑⓘⓨⓐⓣ

Yasin Taçar

 

Bir yanıt yazın