Bir Delinin Monologları/ Baykuş ile Adam

idebiyat-şiir-feyzkariha

sonra baykuşla konuşuyordu adam, dudakları sımsıkı kilitli
adam baykuşla papyonuyla konuşuyordu
dinliyordu baykuş dalına konduğu adamı
bir felsefeyle birlikte kaçmıştı hayalindeki kadını
ağlarken kazanın karasından bir şehir çıkmıştı
istanbulun trafiğinden davutpaşanın sorumlu olmayışı
sadece buradaki yazarın suçuydu
aklı karışıktı yazarın çünkü çifti tüm pedallar
korkmuştu ve yağmur yağıyordu
adam müdahale etti papyonuyla
bir ikaz sistemiydi terbiye
canın çektiği yerde kırmızılanan
ah kol düğmelerine kitap okutan adam…

hız sınırını aşmadan gözlerini indiren baykuş
orman yeşili vaadiyle su serpti renksiz adama
bunu görseydi kıskanırdı vişnu ve şiva
birden babası öksürüyordu yazarın
ne oluyordu , bir şeyler çok sesliydi
örneğin korku, örneğin ölmek
çok acıklı oluyordu zira annesini gömmek
çok açıklı oluyordu ve sesi yükseliyordu bir hiçliğin
babası horlarken çok mutlu oluyordu yazar öksürünce değil
gecenin karanlığına emniyeti enjekte ederken o ses
baykuş hala dinliyordu…

-kelimeyi tevhid ile yürüyorduk bir gün
ensemden tuttu bir yalnızlık dedi ki ey!
dedim bu yetmez daha açıklı bir şarkı çal
daha da yaksın canımı ensem, şah damarım ise hemen şurada
ve az sonra bir baykuş gelecek, kolumu kanadımı kır
yoksa konuşacağım bölüneceksin bir kayboluşun yatağında…

Bir ikaz sistemiydi terbiye
Yoksa her adamın canı bir baykuş yemek çekerdi
Kırmızının durunu biliyordu adam
Ve bir papyon
Bir adamı
Bir baykuşa
Çeviriyordu…

İdebiyat
Feyz Kariha

Bir yanıt yazın