ne çıkar yaraya basılan tuz
damarımdan geliyorsa nicedir
yokluğun mu yara
uzaklığın mı tuz
biz çiçeği dalda seven sefiller
küçük bir yarada aşkı bulmuşuz
ne çıkar kan dökmüşsen başımdan
hafızamı da dökmedin ya
dostluğun mu yasak edilen
ellerin mi beyaz
biz gurbeti kanla hatırlayanlar
birazcık ağlarız sineriz biraz
ne çıkar bir çehre bulmuşsam umulmadık
gök gibi sürgün ceberrut hasbi
gözlerin mi emanet
gönlün mü şehla
biz öfkeye çanak tutan güruhuz
toprağı da öperiz aynı iştahla
ne çıkar yan bakan fedailere inat
adını ağzımda şeker etmişsem
adın mı bozdu düşlerimi
mazin mi saklı
biz hikayesine azap sokanlar
asırlardı ad koymaya yasaklı
ne çıkar servetim aklım cigaram
uzun akşamlara yetmediyse
evin mi karantina
masken mi safir
biz sokağın topal köpekleriyiz
her birimiz bir yıkıma misafir
ne çıkar yani olmasan ne çıkar
tuzsuz bir yemektir en fazla yokluğun
adresin mi son nokta
sesin mi yasak
biz aradığını bulamayanlar
ne çıkar bir kaç yıl daha ağlasak
idebiyat
Zuhurberk Silikhayta