Döşüme gömülmeyi bekleyen kadavraların Kaburgalarından doğuyorum yeniden
Her memleket benim
Ayak basmadığım tek bir kasaba bile kalmadı yeryüzünde
Bir dünyadan öbürüne yuvarlanırken ha bire
Üzerimde bir zılgıt, bir bayram, bir düğün
Gerisini sen düşün.
Kızoğlankız renklerin en günaydını!
Nane, limon kabuğu, karanfil, reyhan!
Bir atmosfer, bir rüzgar, bir zaman gibi
Göğsümü adımlıyor hüzün
Yusuf’un kuyusuna bahar gelmiş
Her savaşta sağ kalıyor yüzün
Yunduğum suyun yetim kokusu
Saçlarının her teli yıllara dolansın
Ziyaret çarpsın bizi, ziyaret çarpsın
Mesele uzun
Harf Leyla
Gerisini sen düşün.
Ayak izlerinden tanırım kara kışı
Kanımı donduran deli ayaz
Sırtımı sıvazlayan alkışı
Ah bereketli yağmurların ardından açan güneş
Beşikten mezara kadar kardeşiz biz
Aynı rüyanın içinde bir o yana bir bu yana savrulurken bile
Zerhoşa sarhoş dememişiz
Gölgenin ardından dolanan gün
Fısıltıya talim etmiyor, bildim
Kopuz sesleriyle yıkılsın dünya
Gemileri yaktım
Sigarayı ahirete bıraktım
Bir düşün peşinde perişanım şimdi
Gerisini sen düşün.