a.
Gri rubleler
Mürteci dertlerle kır gerdanı
Atlastan gömleğinin kalesinde
Senle kunduram daha kundura
Annem daha annedir
Bil istedim.
b.
Organik suçlardan müteşekkil
Bir çift bereketli solucanken
Mürekkep balığı ve minyon kere havyarken ellerin
Yaz ne kadar yaz böyle
Kış ne kadar kış
Kafamda uçuşan bunca yerli düş
Bir filme dalar gibi dalıyor cennetinden
Takatsiz kalıyorum sonra
Yurtsuz yuvasız kalıyorum
Kerpiçten damlarının sıvasında.
Sicili bozuk hatıram
Boş zamanım
Zafiyetim ah
Altından ırmaklar akan cehennet
Şarabın hammaddesidir bu saatte
Balın hammaddesi
Sevabın, günahın hammaddesi
Bil istedim.
c.
Dudaklarında beliren suni teneffüs isteği
İki cihanın da hayrınadır.
Satın alınmamış kült bir gülücüğün kalbimde açtığı hendek
Yeri doldurulamaz sevinçlere maviyken,
Parasız pulsuzken hem
Açta açıktayken
Üstsüz başsızken
Öyle kal çekiyorum
Saçların Hintçe berekettir
Sana toplumsal gözle bakmak
Sanatı inkar etmektir
Bil istedim.
d.
Yakası yırtık bunca iç denizi kaç kıyamet paklar böyle
Kaç insan boyun büker milyonlarca yıldan beri
Kıt kanaat süren ömrün cömertçe ölmesi için.
Arzumun aşüftesi
Nergis-i fettanım benim
Bırak kurusun deryalar yanağında
Bırak helak olsun kavimler
Yar yüzüne koşarken
Bil istedim.
e.
Artık, göğün bekçisidir mehtap
Yıkılmaz gecekondular rütbeli korkularla
Vuslat hayalin iç çekişi böyle afyonken dinler
Anahtar deliğinde ergen güvercinler
Uykusu kaçmış cam balkon
Kırmızı donum, sarıpapatyam
Öyle kal geliyorum
Trenler adını bağırsın demirden raylarda
İnsansız maymunlara örnek olsun
Böyle mübarek, böyle sıradan aylarda
Bil istedim.
f.
Müşkül kirpiklerinin kuzey yakası
Teker teker Hızır’dır bana
Mesih’i beklemekten utanır olunca
İçimi şevkle dolduran bir kadınla
Ölüp ölüp dirilen şuncacık bir cana sahibim
Fenafizzehrin müptelasıyım doktor
Sırtında uçuk pembe
Dilimde salaş kelimeler
En iyi bildiğin küfürlerle gel bana
Sokaklar tekin değil
Güven telkin etmiyor uçkuru kurular
Ahir zaman kazıcıları
Teneke subaylar.
Öyle kal çekiyorum
Ağzından ikram ettiğin konu
Güneş sisteminin sonudur
Bil istedim.
g.
Kışa hazırlanan göçmen kuşlar gibi
İtinayla aşk sağarım geceden
Kirpiğimde çiğ tanesi biriktirdim heceleyin
Kuyular mürtet
Karanlık gözlerine asılı bir dert
Mecalim yok gayrısını demeye
Bil istedim.
ğ.
Bir İskandinav ülkesinin rutubetli havasında bulsam seni
Bulsam, sonra kaybetsem
Kaybetsem, sonra tekrar bulsam
Kaldığım yerden devam etsem ölmeye
Göğsümde salınan suretin hurilerden evladır
Sana evet dediğim gün kalubeladır.
Öyle kal çekiyorum
Sır ile harlanan uçurumlar
Hudutsuz bir ülkedir zülfünde
Bil İstedim.
Ömer Faruk ÜNALAN