Pazartesi Yıllardan

pazartesiyillardan

Şu mahrem iklimin suyuna kanıp
Badireler atlatmak gibi Moğol sebeplerden
Muhtemel yorgun saçlarına
Ortadoğu takıyorum
Kargaşa baki kalıyor
Barış beyhude.

Kış tutmaz baldırlarından
İskandinav Yarımadası’na kadar
Yarım kalmış yeryüzünü
İmar için
Yaşanılır kılmak için bir de
İtinayla gül dermişim geceden.
Işıkları söndür hadi
Şehrin yetim lambaları
Canımı yakıyor her seferinde
Işıkları söndür
Hadi.

Lat, Uzza, Menat
Çağ açıp kapatanlar ha bire
Sağ kalma derdindeki ekmek hırsızları
Cesaretsizliğimin tebdil-i kıyafet katilleri
Dudaklarında nargile keyfi ve
Üçüncü Selim ardın sıra.

Egeli hülyalar mevsim yangınlarına teslim
Küsmez sokak kedileri artık bize
Küsmez altıpatlar, keskin sirke
Zimmetine para geçiren milletler…
Türküler susmaz şahanem
Türküler susmaz.

Lira, dolar, dinar, yen
Kara yazısı alkışların.
Spontane yaşamaktan hoşlanan ben
Radikal kararlar alma bakımından
Farksızım bin on tane virgülden
Sırat’tan öncedir bu gezegen
Âdem kızı Havva’dan önce
Neolitik çağa mahkum kalırız sonra
Sıdkı sıyırıp milyon kere
Irak’tan önce
İran’dan beri.

Tuz gözleri mahvediyor ağlarken
Bak sulu sepken yağmurlar ertesi
Bak pazartesi yıllardan
Aylardan 2 bin on 4
On altıncı mevsim
Yedinci ülke
İzinsiz ölmüyor içimizde hiçbir dert
İzinsiz ölünmüyor bak.

Ah avrolu dudaklarında ikindi vakti
Kerahete eriyorum biraz gülsen
Sütü ağzımızla içmeliyiz o halde
Alkollü çaylara
Kalbimizle dokunmalıyız irticalen
Sevmeliyiz belki
Dibine kadar sevmeliyiz
Çünkü hesabı çetindir her bir âhın.
Evet,
Hüküm Allah’ındır
Hüküm Allah’ın.
idebiyat
Ömer Faruk ÜNALAN

Bir yanıt yazın