nereye serileceğini bilemeyen bir sofra bezi
nereye düşeceğini şaşırmış bir zeytin çekirdeğiyle hemhâl
arjantin mi almanya mı diye düşünürken saçlarım
avuç avuç antarktika..
biraz bulut bırakıyorum yarına
biraz sülfür biraz baryum
nasılsa göremeyeceğiz sonunu
ne guidestone ne bilderberg
şerefine tüm şerefsizlerin
biraz buzlu limonata
öldürmeliydik birbirimizi henüz vakit varken
severek öldürmeliydik sevişerek hatta
bu acı külliyen saçma
çocukların cesetleri üzerinde pazar gezileri
devlet ve erkânı çılgın bir yonca tarlasında
bir alay koyunuz
şimdi kim kurban
dişlerimizde gıcırtılar
hazırız taarruza
her gün ağlıyorsun
çekleri yazılmış müflis tüccar
sırıtıyor eğreti ağzında
sen her Allah’ın günü ağlıyorsun
hiç anlamayarak ağlamaktan
o vakit ağla
daha çok ağla
ki yetmiyor rezil olmaya
artık bitti diyorum
portakal kasasından bir dünya bu
son çivisi burada
çekici olanca hızla kalbime vuruyorum
hadi beni anla
28.07.2015
idebiyat
Deniz Zehra
Anlamayı bıraktığında insan, ağlamayı da bırakıyor.
Lakin kuraklıktan çöle dönmüş yüreklerin yeri olmamalı buralar.